Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Giriş

Ret sebeplerine saplanmamamız şartıyla bütün isteklerimiz, kabul edilebilir ve gerçekleşebilir durumdadır. Ancak başvurabileceğimiz bazı özel tutumlar ve destekler vardır ki, onlar dualarımızı ufku kuşatan enerjilere dönüştürecektir.

Tarihteki öncü insanlar, çok güçlü dua üslûpları geliştirmişlerdir. Sözlerine ya Evrenin Sahibinin merhametini anarak başlamışlar ya büyük velilerin veya peygamberlerin isimlerini şefaatçi olarak zikretmişlerdir. Bazen de kendilerini duygusal olarak uyaracak benzetmeler ve canlandırmalar yapmışlardır.

Bu bölümde, dualarınıza müthiş içtenlikler katabilecek boyutları öğreneceksiniz. Dilinizi, kalbinizi ve zihninizi etkileyen yaklaşımların neler olduklarını göreceksiniz. Bu bölüm size, ruhunuzu yeni duygularla tanıştıracak özel bir yaşama biçimini uygulamanızı öneriyor.

Yetenek ve ihtiyaç diliyle nasıl isteriz? İsteklerin anlamını bilmek, çılgınca ve etkili dualarla, özel zamanlarda istemek ne demektir? Meleklerle, ruhsal önderlerle ve insanlarla ruhsal olarak nasıl yardımlaşabiliriz? Ruhsal ortaklıkları nasıl kurabiliriz? Yaratıcının isimlerine nasıl dayanabiliriz? Duygusal derinliğimizi nasıl geliştirebiliriz?

Önerilen yöntemleri uygulama çabası gösterdiğimizde, birer birer geliştiklerini göreceğiz. Duaların kabul sebepleri, aynı zamanda evrenselleşmemizin, ruhsal coşkuları canlı yaşayabilmemizin yollarıdır.

Kabul sebeplerine yeterince başvurmuyor olmamız, isteklerimizin reddedileceği anlamına gelmez. Diğer deyişle, kabul sebeplerine uygun yaşayamayanlar mutlaka reddedilmezler. Ancak isteklere sunulan parlak kabuller, kabul sebeplerinin desteğine dayanır. İnsanlığın kaderinde dilekleri kabul edilen ruhsal önderlerin duaları, bu bölümde anlatılan özel şartlan her zaman taşımıştır.

Evren için değeri ve anlamı olumlu olan her istek, aynı zamanda Yaratıcının da isteğidir. İçinizdeki tüm iyilik dileyişlerini birer ilahi mesaj olarak değerlendirebilirsiniz. Olumsuz ve kötü istekler ise hayvansal karakterler taşıyan insan nefsinden ve ruha yönelen şeytani fısıltılardan doğarlar.

Yaratıcıyla ve pozitif değerlerle hiçbir yakınlığı olmayan bir insan da çılgınca, yetenek ve ihtiyaç diliyle isteyebilir. Üstelik zulüm içinde ve adaletsizlikle istediği halde istekleri kabul ediliyor görünebilir. Düşünün ki Musa (as) peygamberi Firavun'u uyarmaya gönderen Yaratıcı, aslında bir yandan zalim Fira-vun'un isteklerini de yaratıyordu. Firavun da aslında gücünü Allah'tan alıyordu.

Yaratıcı mutlak adildir; Firavun'a bile olsa, hiçbir çabayı karşılıksız bırakmasını bekleyemeyiz. Dünyayı isteyene dünya, sonsuz hayatla birlikte dünyayı isteyene de her ikisi birden verilir.

Ancak zalimlerin isteklerinin gerçekleşiyor olduğunu görmek kimseyi yanıltmasın. Saddam saltanat istemiş ve elde etmişti. Benzerini Hitler veya Lenin gibi canavarlar da yapmıştı. Onlar hakimken başarılı gibi görünürler; oysa hayatlarının geleceğinden geçmişlerine baktığınızda, onları dehşetli kayıplar, utançlar ve çaresizlikler içerisinde göreceksiniz. Tarihe yıkılış ve yok oluş halinde yazılan bir saltanat, gerçekten de saltanat mıdır?

Biz bu bölümde, gerçek dualardan, gerçek kabullerden; asırlar sonrasında ve hatta Sırat Köprüsünde bile aziz birer anlamı ve değeri olan duaların kabul şartlarından söz ediyoruz. Yakında çökecek sarayında zenginliğin sefasını süren adamın hali kimseyi yamltmamalıdır.

Dr.Muhammed Bozdağ


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com