Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Ticaret Ahlakımız ve İslami Tebliğ

İslam'ın dünyaya duyurulmasında ve yayılmasında en etkili hususlardan biri de, müslüman tüccarlardır. Bir misal verecek olursak; Altınordu hükümdarı Berke Han bir gün Buhara'dan gelen bir kervana rastlar. Kervanda bulunan iki Müslüman tüccar ile sohbet etmek üzere bir köşeye çekilir ve onlara, İslam ahkâmı hakkında işittiği şeylere dair sorular sorar. Bu iki tüccar dinleri hakkında o kadar ikna edici açıklamalarda bulunurlar ki, Berke Han kemâl-i samimiyetle Müslüman olur. İhtidasını önce küçük kardeşine söyler ve kendisine uyması için onu ikna etmeye çalışır. Bir müddet sonrada imanını izhar eder. (18)

Bu, İslam tarihinde, tüccarların tesiri ile meydana gelmiş yegane ihtida hadisesi değildir. Buna benzer binlerce olay cereyan etmiş ve pek çok yere İslamiyet tüccarların bu çeşit telkin ve tebliğleri ile yayılmıştır. (19)

İslam'ın Afrika içlerine, Çin'e, Endonezya'ya, Japonya ve dünyanın pek değişik yerlerine girmesinin atlılardan önce, tüccarlar vasıtasıyla olduğu bilinmektedir. Çünkü Müslümanlar, dürüst bir ticari ahlak sergileyerek örnek olmuşlardı. Çünkü peygamberimizin bir müjdesi vardı:

"Dürüst, emin müslüman tüccar, peygamberler, sıddîkler, şehitler ve salihlerle beraberdir." (20)

İşlerinde "doğruluk" ve "güven"i esas alan kimseler insanların en üst tabakasını teşkil eden peygamberler, sıddîkler, şehitler ve salihler zümresinde yer alabilirler. Hadiste bu iki durumun tüccarlar hakkında zikredilmesi, bu iki vasfın bilhassa ticaret hayatındaki ehemmiyetini ifade eder. Bir memlekette iktisadi kalkınma, herhalde öncelikle doğruluk ve güvene bağlıdır. Doğruluğun olduğu yerde güven hasıl olur. Güvenin olduğu yerde az sermayeler bile bir araya gelerek en büyük kalkınma faaliyetlerine yönlendirilebilir. İslam'ın yalan, aldatma, ölçü ve tartılarda hile gibi ahlaksızlıklar karşısındaki şiddetli tehditleri, söz konusu doğruluk ve emniyeti sağlamaya yöneliktir. (21)

Bu iki temele yani dürüstlük ve güvene aykırı hareket eden tacir ise fasıklar ve asilerle olur.

Hz.Ömer (r.a): "Bizim çarşılarımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın, dini bilmeyenler satıcılık yapmasın" buyurmuştur. (22) Çünkü: Ticaretle meşgul olanın alışverişini öğrenmesi farzdır. Ta ki sair muamelatta şüphelerden ve mekruh olan şeylerden korunabilsinler. Sanat sahipleri ve diğer herhangi bir işle meşgul olanlar da böyledir. Haramdan korunmak için onların da meşgul oldukları işin hükmünü bilmeleri farzdır.. .(23)

Ticarî ahlâkımızın böyle olduğu dönemlerde, hem güçlü olmuşuz, hem kazandığımızın bereketini bulup, binlerce esere imza atmışız... Böyle olanlar elbette her zaman kazanacaktır.

Acaba bu ticari ahlakın bozulmasının sebepleri nelerdir? Elbette buna pek çok sebepler gösterilebilir, mazeretler ileri sürülebilir. Ancak bir İhtan hatırlatmak istiyoruz: "İnsanlar öyle bir zamana erecekler ki, erkeğin helaki, hanımının, ebeveyninin veya evladının elinden olacak. Onlar onu fakirlikle ayıplayacaklar ve ona altından kalkamayacağı yükler yükleyecekler. Bu sebeple o adam, dinini alıp götürecek yollara saparak helake uğrayacak." (24)

Başka bir hadisi şerifte ise şöyle uyarılıyoruz: "Öyle bir devir gelecek ki insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak." 25) "Bir zaman gelir insanlar haram helal demeden, nereden olursa olsun, kazanmaya çalışırlar." (26)
Hadisin devamında: "Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez." buyurulmaktadır. (27)

Müslümanın kazanç noktasında dikkatli olması, haram bulaşıyor mu diye araştırması gerekir.

Eskiden, evin erkeği evden çıkarken, evin hanımı: "Aman efendi, evimize haram getirme, zira biz açlığa, yokluğa, kıtlığa dayanırız, eski giyeriz, az yeriz ve sabrederiz ancak cehennem ateşine dayanamayız" diye uyanda bulunurlarmış. Günümüzde olduğu gibi, insanlar israf yarısı yapmaz-larmış ve böyle olunca da kazançlannda bereket bulurlarmış, hayatlannda huzur varmış... Acaba şimdi o huzuru niçin bulamıyoruz, niçin çok kazandığımız halde yetmiyor? Niçin çoluk çocuğumuz isyankâr? Niçin bizden önceki insanlar gibi Allah yolunda daha çok harcayamıyoruz? Neden kimin elinin kimin cebinde olduğu belli değil?

Öyleyse herkes, önce Müslüman olduğunu unutmayacak ve her alanda İslam'ı, en güzel temsil etmeye çalışacaktır. Yaptığı işi, İslam'a uygun yapacak ve yerin altını, hesabı, ahireti unutmayacaktır. İyi bir tüccar, iyi bir İslam tebliğicisidir... Unutmayalım: "Allah ticareti helâl, faizi haram kılmıştır. "(28)


--------------------------------------------------------------------------------

18-Arnold, Intişar-ı İslam Tarihi, 235.
19-Menakıb-ı Evhadüddin-i Kirmani.l 19-124; Osman Çetin, Anadolu'd» İslamiyet'in Yayılışı. 182-183
20-Tirmizi,Büyu1,4/120.9. lbn Mace, Ticaret, î/2139
21-Kütüb-iSitte8Muhtasarı, 3/22. '
22- Küttib-i Sitte Muhtasarı,, 3/22. >
23-İbn Abidin, Reddü'l-Muhtar Aled-DUrril Muhtar, 1/40
24-Beyhaki,ZUhd,436. Suhreverdi. Avarifu'l- Maarif, 219-220.
25-Buhari, Büyu',7,23. Kütüb-i Sitte,14/499
26-Nesai, Büyu', 2,4433.
27-KUtüb-i Sitte Muhtasarı. 14/499.
28-2 Bakara, 275.


Halil Atalay


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com