Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Terbiye

II. Abdülhamid Han, çocukların terbiye ve eğitimi hususunda çok gayret sarfederdi. Çocuklarını okutmak için özel hocalar tutar ve onların eğitiminde titiz davranırdı. Vakit bulduğu zamanlarda haremlerinden ve kızlarından kimi isterse haber gönderip çağırır, onlarla görüşürdü. Gerek hanımlarının, gerekse kızlarının resmi işlere karışmasını asla istemezdi. Sultan Abdulaziz ile Sultan Muradın annelerinin devlet işlerine karışmalarının devlet gibi hanedan için de asla hayırlı neticeler vermediğine inanırdı. Tahta çıkışının ertesi günü analığının elini öperek;

"Siz annesizliğimi bana bir gün hissettirmediniz. Nazarımda öz annemden farkınız yoktur ve mevkiiniz Valide Sultan mevkiidir. Sarayda da Valide Sultanlığın bütün hak ve selahiyetlerine sahip olacaksınız. Fakat devlet işlerine müdahaleye kalkıp şunun bunun himayesini üzerinize almaktan ve rütbe ve memuriyet heveslilerine delâletten kat'iyyen çekinmenizi bilhassa rica ederim" demiş, Perestü kadın da ölünceye kadar Sultan'ın bu arzu ve iradesine riayetkar kalmıştır. Kadın ve çocukları da bu hususa çok riayet etmişlerdir.
(34)

Çocukların hataları direk yüzlerine söylenmemeli annesi tarafından ikazı temin edilmeli.

Terbiye hususuna çok dikkat eder, en küçük kusurları dahi hoş-görmez, kendisiyle yüzgöz etmezdi. Çocuklarının bir kusurunu gördüğü veya hissettiği zaman çocuklarına direk söylemez, anala-rına haber gönderirdi. Anneleri de çocuklarına babalarının huzurun-da ne suretle konuşacaklarını, nasıl hareket edeceklerini öğretir ve onlar da bu edebe riayet ederlerdi.

Kız çocukları sakin ve nazik hareketli olmalı.

Kız çocuklarının giyiminin çok sade olmasını, "cici bicili" şeyler giymemelerini isterdi. El işaretleriyle, yüksek sesle konuşmalarından hoşlanmaz, daima sakin ve nazik hareketli olmalarına dikkat ederdi. Büyüklerine, annelerine, kardeşlerine daima saygılı davranmalarını, önlerine geçmeyip sıralarını muhafaza etmelerini ister, şımarıklıktan hiç hoşlanmazdı.

Erkek çocuğu erkek gibi büyümelidir.

II. Abdülhamid Han, halk tarafından olduğu kadar, aile içerisindede de sevilir ve sayılırdı. Halkına olduğu gibi çocuklarına da şefkati çok fazlaydı.

Ayşe Sultan, çileli bir hayat sonrasında İstanbul'da evlenir. Ve bir oğlu olur. II. Abdülhamid Han da, Selanik'ten İstanbul'a getirilince torununu kendisine getirirler ve torununu gördüğüne sevinç gözyaşlarına hakim olamaz. Kimbilir neler düşündü...Selanik'teki o azap dolu günlerden kurtulan kızının torununu görmek nasıl bir duygu bilinmez. Bu sevinçli anında çocuğu çok sever ve kızına şu haberi yollar;

" Allah bağışlasın. Ömrü uzun olsun. Beni unutturmayıp da çocuğa tanıttığından dolayı teşekkür ederim. Bu kadar terbiyeli büyüttüğüne de son derece memnun oldum. Elimden gelen duadır. Yalnız, saçları çok güzel ama kestirsin. Erkek çocuğu erkek gibi büyümelidir"


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com