Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Zenginlik Adabı

Zenginlik Rabbimiz'in bir nimetidir. Ancak adabı ve ölçüsü bilinmezse nimetler külfet olur.

Amr İbnü'l As (r.a) anlatır. Rasülullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Salih adam (iyi ve olgun mü'min) için hayırlı mal ne güzeldir." (1)
Hadis'in vürud sebebi:
Amr İbnü-i As (r.a)anlatır:
-Peygamber (s.a.v) bana (haber) gönderip elbisemi ve silahımı kuşanmamı, sonra da kendisine gelmemi emretti. Ben de emredileni yaptım ve yanına vardım ki,abdest alıyordu. Gözünü bana çevirdi, sonra aşağı indirdi ve şöyle buyurdu:
"-Ya Amr! Ben seni savaş için askere göndermek istiyorum. Böylece Allah sana ganimet ihsan eder. Ben de sana topluca, çokça hayırlı mal veririm."
Ben dedim ki:
"Ben mala rağbet ederek müslüman olmadım. Ben ancak RasüluUah (s.a.v) ile beraber olayım diye İslam'a rağbet ederek müslüman oldum."
Hz. Peygamber (s.a.v):
"-Ey Amr! Salih (iyi ve olgun mü'min) için hayırlı mal ne güzeldir." buyurdular. (2)
Salih adam; "İmanında, amellerinde, ahlakında, söz, fiil ve davranışlarında dosdoğru olan, hayır işleyen, Allah'ın emir ve yasaklarına riayet eden mü'min." demektir.
Salih mal; iyi, güzel, elverişli, yararlı ve hayırlı, helal yollardan kazanılan mal demektir.
Kur'an-ı Kerim'de 'mal', 'hayır' olarak isimlendirilmiştir:
"Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (mal) bıracaksa..." (2 Bakara, 180) Ayette geçen hayır, mal manasındadır.
"İnsanoğlu hayır (yani mal) sevgisine aşırı düşkündür." (100 Adiyat, 8)
"Mal/servet ve oğullar, dünya hayatının zineti (süsü)dir..." (18 Kehf, 46)
Malın hayır veya şer oluşu, kullanımı ve harcanmasına göredir. İyi, iyi yerde, faydalı şekilde kullanılırsa hayır olur, hayır getirir. Şayet zıttı olursa şer olur, şer getirir.

İslam alimleri servetin faydalı ve zararlı kullanımına dikkat çekmişler ve şöyle demişlerdir: "Bir kimse malın faydalarını ve zararlarını bilmelidir ki, şerrinden korunabilsin ve hayrını kazanabilsin. Malın faydalan vardır, o da ya dünyevidir -ki bunu herkes bilir- yahut dini (açıdan) dır ki buda üç çeşittir:

1- Kişinin kendisine infakı (harcadığı) dır. Buda ya ibadetlerle olur, hac ve cihat gibi. Ki bunlar Allah'a yaklaşmanın ana esaslarındandır veyahut da yeme, içme, giyim, mesken, eş ve diğer zaruri ihtiyaçlara harcamak gibi ibadete yardım edici şeyler de olur ki bunlar da ibadettir.

2- Kişinin insanlara sarfettiğidir. O da dört kısımdır:

a) Sadakadır ki bunun sevabı bellidir.
b) Mürüvvettir; ziyafet, hediye ve yardım etmek gibi. Bu da dini faydalardandır. Zira bununla, insan arkadaş ve dost kazanır. Cömertlik,mü-rüvvet ve fütüvvet sıfatlarında da sevap vardır.
c) Mal vererek ırzını korur. Böylece, ırzı ve namusu ayaklar altında kalmaktan kurtulur. Şairin hicvini, yahut akılsız sefihlerin ayıplamalarını önemek, dillerini kesmek için verilen gibi. Bunun faydası din ve ahiret için de olur. Çünkü ırzını (namusunu, şerefini ve haysiyetini) korumak sadakadır. Çünkü onda gıybet edeni men (engelleme) ve aralarında intikam afetini kaldırmak vardır.
d) İstihdamdır (başkalarını çalıştırmak). Zira insan bütün işlerini kendi görmeye kalkışırsa, bütün vaktini onlara verir. Vakti zayi olur. Bütün bunlar için de insana mal lazımdır.

3- Halk için olan hayır ve iyiliklerdir. Her türlü hayır hizmetleri ve hayır kurumları yapmak, "sadaka-i cariye bırakmak gibi..." (3)

Zenginlikle İlgili Adab ve Görevlerimiz:

1- Yakinen bilmeli ve zihninde tutmalı ki, elindeki mal, Allah'ın malıdır.
"Ve Allah'ın, size verdiği maldan onlara da verin." (24 Nur, 33)
"Bu (mal) ise, Allah'ın nzıklanndan (bir rızık) tır. Size verdiğimiz rızıktan (Allah) için harcayın." (63 Münafıkun, 10)

2- Malı kötüye kullanmaktan (zulüm vasıtası etmekten/tuğyanül-mal) sakınmalıdır. Çünkü mal, bazen sahibini azdırır. Cenab-ı Hak İsrailoğulla-rı'na hitaben şöyle buyurur:

"Size verdiğimiz rızkın temizlerinden yeyin, ama bu hususta taşkınlık etmeyin;sonra gazabım üzerinize iner, kimin üstüne gazabım inerse artık o (ateşe) düşmüştür." (20 Taha,81)
Onların, Allah'ın verdiği rızıkta ettikleri tuğyan (haddi aşmak), rızık nimetine nankörlük etmek, eğlenceyle meşgul olup rahat ve hoş bir hayatla oyalanarak nimetlerin şükrünü eda etmemek ve mallarını günah işlemede harcayarak fakir fukaranın haklarını gözetmemek suretiyle hu-dudullahı (Allah'ın koyduğu şer'i sınırlan) çiğnemek şeklinde olmuştur. (4)

3-Karun Kıssası'nı aklında bulundurması gerekir. Allah (c.c.) kendisine çokça mal vermişti de, o, malda azmış ve o mal onun şımarmasına sebep olmuştu. Hatta (daha ileri giderek) malı, kazanç yollarını bilmesi sayesinde kendisinin kazandığını iddia etmişti. Taşkınlığının sonucu da Kur'an'ın haber verdiği gibi olmuştu:
"Nihayet biz, onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik." (28 Kassas, 81)(5)

4- İslam, zenginliğe değil, onun kötü kullanılmasına ve zenginliğe güvenerek haktan yüz çevirenlere karşı çıkmıştır. Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allah'tan korkan (takva sahibi) kimse için zenginlikte beis (zarar ve sakınca) yoktur. (6)
"Muhakkak ki hayır, şer getirmez. Ancak derelerin (baharda) bitirdikleri otlar arasında, ya çatlatarak öldüren ya da ölüme yaklaştıran bitki de var. Yalnız yeşil ot yiyen hayvanlar müstesna. Zira bunlar yeyip böğürleri şişince güneşe karşı dururlar (geviş getirirler), akıtırlar ve rahatça def-i hacet yaparlar, sonra tekrar dönüp yayılırlar.

Şüphesiz ki, bu mal hoştur, tatlıdır. Ondan fakire, yetime ve yolcuya veren bu malın müslü-man sahibi en iyi (insan) dir. Bunu (malı) hak etmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şahitlik yapacaktır. "(7)
Çok mal toplayıp, onu yerli yerince sarfetme-yen, Allah yolunda harcamayan insan, çok yeyip çatlayarak ölen hayvana benzetilmiştir.

Kazanmada da harcamada da ölçülere dikkat edilmeli, her türlü haramlardan ve israflardan sa-kınılmalıdır. Yoksa malla ilgili imtihan kazanılamaz!

Müslüman zengin, salih insan olmalıdır. Böyle olunca malı da salih olur. Müslüman zengin, alçak gönüllü ve mütevazi olmalı, asla şımarmama-lı, kimseye tepeden bakmamalıdır.

Müslüman zengin hesap endişesi içinde olmalı, hesabını veremeyeceği şeylere tenezzül etmemelidir. Cimri olmamalıdır, verdiğini başa kak-mamalıdır. Cömert olmalı amma müsrif olmamalıdır.

Sözün özü: Her şey salih, olgun mü'mine bağlı. Olgun, kamil mü'min için mal hayırlıdır ve güzeldir. Herkes salih mü'min olmaya çalışmalıdır. Zira 'Salih (iyi ve olgun mü'min) için hayırlı mal ne güzeldir.


--------------------------------------------------------------------------------

1-Ahmed, Müsned, 4/402; Hakim. Müstedrek, 2/2,236: İbni Şeybe. Musannef. 7/18;Tebrizi,Mişkatül,Mesabih,2, (3756)
2-Buhari, Edebül-Müfred, 112 (299):Ahmed, a.g.e.,4/402;Ceylanî,FadluIlahis-Samed, 1/398-399
3-Taşköprülüzade, Mevzuatül-Ulüm, 2/1252-1253.
4-Zemahşeri .Keşşaf,3/79.
5-Prof. Dr. Abdülkerim Zeydan.tlahi Kanunların Hikmetleri (Sünnetullah),362-363
6-tbniMace,Tıcarat,l(2141)y\hmed3.g.e.,5/372^81;Buhari,a.g.e,113(301).
7-Buhari,Zekat,47.Cuma, 37,Rikak,7;Müslim, Zekat,123 (1052);Nesai,Ze-kat,81.

Halil Atalay


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com