Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Kişisel Gelişimde Başka Bir Çizgi

Benlik ve enaniyetlerin dizginlenemez olduğu bir dönemde özgüven ve "ben yaptım" deme gibi değişik tabirlerin gölgesinde nefislerin ukalalaştığını ve küstahlaştığını düşünüyorum. İnsan karakteri, kabiliyet ve istidatları ortaya çıkarılmalı, onların gelişmesine tabiî ki gayret gösterilmelidir. Fakat, böyle bir neticeyi elde etmek için kullanılacak üslup ferdi şımartacak ve onu bencillik girdabına düşürecekse ondan uzak kalınmalıdır. Çünkü, meseleyi şahsın dar imkânlarına, sınırlı iktidarına ve güçsüz iradesine bina etmek her şeyi daraltma ve zayıf bırakma olur. Her meselede "ben" diyen insan, artık nefsini merkeze kor, onu esas kabul eder, yaptığı her iş ve elde ettiği her başarıyla enaniyetini biraz daha besler. Nefis merkezli ve kendine çok güvenen öyle bir insan, azıcık sürçüp düştüğü bir yerde ise bütün bütün ümitsiz kalır, tutunacak yer bulamaz ve bir daha da doğrulamaz.

Aslında, insan böyle bir vartaya düşmeden de özgüven sahibi bir kimseden beklenen şeyleri ortaya koyabilir. Her şeyden önce Allah Teâlâ'ya güvenip O'na sığınarak Cenab-ı Hakk'ın kendisine verdiği kabiliyetleri kullanır; fakat başarıları kendi nefsine değil de Yüce Yaratıcı'nın inayetine bağlar, onların Allah'tan (celle celâluhû) geldiğini bilip daha sonraki muvaffakiyetlerin de yine O'nun kudret elinde olduğuna can u gönülden inanır.. inanır ve bu iman gücünü de yanına alır, onunla hedefe yürür ve Cenab-ı Hakk'ın ihsan ettiği her nimete karşı mutlaka şükür mukabelesinde bulunur ve bu şekilde yeni nimetlere de davetiye çıkarır. Kendi nefsinden ziyade Allah'a (celle celâluhû) güvenir ve özgüvenle hareket edenlerin çok ötesinde bir moralle çok büyük başarılara imza atar. Böyle bir insan da güçlüdür; ama güç kaynağının Kudret-i İlâhi olduğunun farkındadır.. o da zengindir; ama Rahmet hazineleriyle beslendiğinin şuuru içindedir.. dünyalara meydan okuyacak cesarettedir; ama, "İman hem nurdur, hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir." cümlesinin mâsadakıdır; "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah." onun en önemli güç kaynağıdır.

Evet, insan Cenab-ı Hakk'a güvenir, sa'ye sarılır, hikmete râm olur, kendi vazifesini eda ederse ve elde ettiği başarıları bir şükür vesilesi olarak değerlendirirse, kendine güvenenlerin çok ötesinde bir performans gösterir; çok büyük başarılara ulaşabilir. Fakat, her başarı onu yeniden bir kere daha yeni bir şükür koridoruna sürükler; enaniyet ve bencillik bataklığına düşmekten muhafaza eder. Diğerlerinin geçtiği yollardan geçer; ama düşmeden, yarı yolda pes etmeden, nefsin hevâ ve heveslerine takılmadan...

***

* Kırık Testi’den


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com