Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Düşmeden Yürümek

Darılma yok; dayanma var. Yıllar önce zihin defterime yazdığım müthiş bir söz. Hayatın zorlukları ve güçlükleri karşısında başarılı olmanın kaynağı, dost da olsa düşman da olsa, darılma yok, dayanma var. Düşmanlık yok, dostluk var. Kin ve nefret yok, sevgi ve hoşgörü var.

Yolları çok kaygan ve tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz. Bu sebeple her türlü kazaya, sıkıntıya maruz kalma ihtimalimiz büyük. Hâdiseleri ne kadar kendi doğrularımız açısından görmeye ve organize etmeye çalışırsak, yanılma ve sıkıntılarımız o ölçüde artacaktır. Halbuki hayatımızı temel gerçekler çizgisinde düzenlememiz, bize dünya ve ahiret mutluluğunun (saadet-i dareyn) kapısını açma fırsat ve imkânını hazırlayacaktır.



Sosyal vak'alarda akıl ve irade mahkûm, duygu hâkim hâle gelirse, adalet ve ahlâk iflâs eder, güven sarsılır. İnsan kendisine başkalarının nazarı ile bakmalıdır, çünkü kişi kendi kusurunu görmez ve görmek de istemez. Başkalarına karşı davranışlarında da, onları kendi yerine koyarak muamele etmelidir. Kendi canı, malı ve namusu ne kadar kıymetli ve mukaddes ise, başkalarının canı, malı ve namusunun da en az o kadar kıymetli ve mukaddes olduğunu sürekli şuur üstünde ve şuur altında bulundurmalıdır.

Zaman, yudum yudum gençliğimizi ve ömrümüzü yutmaktadır. Her an dünyadan ve sevdiklerimizden uzaklaşmaktayız. Vakit zayi etmeden ve fırsatları kaçırmadan durum değerlendirmesi yapmalı; geçmişi değerlendirip, geleceği çok iyi plânlamalıyız.

Bu plân ve projenin temelinde, makam-mansıp düşüncesi olmamalı: ahlâkî erozyona maruz kalan, sıkıntı ve zulüm altında kıvranan insanlığın saadeti, huzuru ve emniyeti olmalıdır. Küçük hesaplar, çıkarlar bizi oyuna getirmemelidir. Değil dünya, ahiret beklentilerimiz bile. bizi bu çizgiden ayırmamalıdır. Menfaat, makam, şan ve şöhret adına her şeyin meşrû kabul edildiği bir dünya bizi aldatmamalıdır.

Hak sahibine hakkı verilmeli, hak sahibi de hakkını almalıdır. Ama bu yapılırken ikinci bir haksızlığa da girilmemelidir. Hak, meşrû yollarda aranmalıdır. Ancak bu yolla kazanılan hak. adalet olur. Aksi ise zulüm olur. Muhteşem Sanatkâr'a karşı bile isyanın sınır tanımadığı bir dünyada her şeyin gönlümüze göre olmaması gayet normaldir. Yıkılmış gönüllerin tamiri gibi bir fonksiyonu, bir mesuliyeti üzerine alan kutsîlere çok büyük fedakârlık düşmektedir. Takip edilen mukaddes gâye uğrunda başa gelen musibet ve sıkıntılara isyan etmeden, yakıp yıkmadan sabretmek: nimet ve başarılar karşısında ise şımarmadan, gurur ve kibirde boğulmadan şükranda bulunmak önemli bir meziyettir. Bu meziyeti yakalayan, bu seviyeye ulaşan ferdin ve cemiyetin çözemeyeceği bir problem kalmaz. Stresli, sıkıntılı, sinirli, sabırsız ve şükürsüz toplumlarda ise yaralar büyür, rahat, huzur ve emniyet hayal hâline gelir.

Kutsiler, gerçeği tanıyabildikleri nispette, onu bir başkasına anlatma ve tanıtma ile de mesul olduklarını unutmamalıdırlar. Çünkü, insanımızın ve bütün insanlığın kurtuluş adına bekledikleri nesil onların neslidir. Tarihin bu kesitinde, kaderin önlerine koyduğu önemli bir fırsattır bu. Fırsatı kaçırmamalı, hak bildikleri yüce ve kutsî dava adına beşerî zaaflara takılıp kalmamalıdırlar. Kendilerinden beklenen fonksiyonu yerine getirmeli, halkın ve Hâlık'ın sevgilisi olmalıdırlar.

Kazanma ve kaybetme kuşağında, tercihler akıl ve iradeye dayanılarak yapılmalıdır. İnsan, irade gücünü inancıyla güçlendirerek kullandığı takdirde, Allah'ın izniyle. Hz. Yunus gibi, Ukbe b. Nafi'ler, Mus'ab b. Ümeyr (ra)'ler ve Fatih'ler gibi her türlü engeli aşabilir. Her işi başarabilir.

Yolların ayrımında bulunuyoruz; bizim yolumuz, meşakkatli ve sıkıntılıdır. Henüz buzlar erimedi. Allah korusun, kayıp düşme ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Düşmemenin çaresi, kalp, gönül, dava ve millî birlik şuurudur. Kaybetme kuşağı, zahiren çok renkli ve çok caziptir. Beşerî zaaf ve küçük çıkarlar bizi oyuna getirmemelidir.

Gün vefa günüdür. Düz yolda herkes yürür. Asıl muvaffakiyet, sarp kayalıklarda düşmeden yürüyebilmektir.

Yol kesen ve bu yürüyüşe engel olmak isteyenler her zaman bulunacaktır. Önemli olan, yolda dökülüp, hem kendimizi hem de içinde bulunduğumuz topluluğu helâke sürüklemeden yola devam edebilmek ve düşmeden yürüyerek bu yolda sebat gösterebilmektir.

A. Haydar POLAT

zaman ne kadar da hızla akıyor. pedogoji uzmanları kaaygılı değişen çağın değişen çocukları. dünün önerilerini alaşağı eden hakikat rehberi değişim. değişmeyen yalnızca ölüler diyen bir filozofu hatırlıyorum .. özgüveniniz varsa eğer düşmekte kaloy kalkmakta..ikisini de severim..bir başka boyut tabiki... bilgi çağı malum artık tahammül sınırları daha da genişlemek zorunda. kabullenme dersleri ve bu kabullenişleri sevme eğitimi... yoksa bişeye yaramaz.aklınıza ne gelirse işte hepsini artık paylaşmak zorundasınız. ve bunu kabullenerek. başka çareniz yok.. entel bir aalana sığdıramazsanız kaosa havale edin o mutlaka barışı haberler.. ahlak ilkelerinizi, tabularınızı değiştirmek zorundasınız.. ama kişisel ve bazı kültürel geleneklerinizi de değiştirmek diyince hafif üzülüyorum.. bağlı olmak da güzel ama bunları sezdirmeden ya da başkalarına uçsuz bucaksız özgürlük şansı vererek kurtarabilirsiniz ve bunu da sindirerek..burjuva çağına veda edeli çok oldu sanırım lise yıllarımdı.. şimdi bilgi çağını iliklerime kadar hissediyorm.. yaşamın bir başka boyutu. pencereleri kapatın bazen, aman olsun geri bulsun kimileri kimileri farklı..... insanın kendi içinde imparotor olması ne güzel.. düşünsel sofranın doygunluğunda gelişmek uzzlaşmak ve varolmak... keyif veriyor insana yaşamak, hissederek dokunarak ve düşünerek yaşamak... gazaliyi davet ederken aristoyu uğurluyorum, bazen de aristo koşarak platonu savuruyor heryere.. bazen doğunun sıcak esintisinde hakiki sevginin şiirlerini melodisini duyumsuyorum.. bazen de o muhteşem zurnanın dovulla izdivanıcına hayran kalıyorum. halayı çeken dostlarımın yıllar süren yoldaşlığını simgeliyor.. bayramı kutluyoruz belkide.. adımlarken mekanı güçlü operanın yine o güçlü davranış bilimlerine ilham olacak seyirlik duygusuna hayran bırakır bizi.sonra ailemin neşe ile nuri sesigüzelin şarkılarına eşlik etmesine dalarım.. evrensel bir bakışın toplu bakışına imza atarken istemeden nokta koyarız. çünkü yaşamdan tad almak lezzet almak başka birşey...

Artık iyilik, kötülük, savaş, barış,ilim,bilim,yemek,emek,eğlence,çalışma,ulaşım,iletişim,sağlık ve hayat.Her şey artık her şey MOUSE'nin ucunda... Bir an önce bu gerçeği kavrıyalım lütfen.... Donkişotluğun zamanı değilll...

yahu birader ben mouse ile izdivaç kuranı gördüm sana yemin olsun... hayatı hüznü eğlenceyi sefayı keyfi alemi barları, )))))))))))) ha oralarda günün yirmi dört saati kafasını kaldırmayanı.....tel alemini, meil alemini yahu bunlar insanlığı kendilerini kurtaracak şüphem yok da... ama yalnış anlaşılan bişey var.. benim buna sözüm yok ki.. kim nasıl yaşamak isterse öyle yaşasın.. seçim meselesi insanlar seçimlerinden de mesuller.. asla ve katta kimseye bir lafım yok bizzat lafı olana kızarım.. ama keşke hani kimin ne olduğu da belli olsa diyorum yanılgılar olmasa işte orası vahim yoksa bırak arkadaşım bende donkişot olayım seçim meselesi değil mi.. elbet benim gibi guruh da var başka türlüsü de var derim ki çeşni ye yok hacet konu başka başka

mübarek günlerin tatlı yorgunluğu var bir taraftan derse bakarken bir taraftan hazır yazılara bakarken bir taraftan da beyinde hızlı akan düşünceler bakarken...üstün dökmen, bu gün mekanik montonlaşan bir yaşamdan dem vuruyor ama sanırım dava insanı üstün dökmen bu hızla artan otur yazanların(!) dünyasına alternatifler kuruyor. eylemsizlik hucumuna bir sette kendisi çekiyor ne güzel..ben ders çalışırken düşünceleride böyle aktarmak kalıcılık sağlıyor umarım istifadelenen olur

Genleriniz,noronlarınız,sinir yapnız,hücreleriniz,ilik yapınız, dokunuz,kemikleriniz vs. işte bunların neye ihtiyacı var? Gerekli olan eksiklikleri tespit edilirken, diğer yandan da tedavi ve eksiklikleri bir market mutfak listesi gibi elinize uzatılacak çok bilmiş makina ne dr. göreceksin ne de eczacıya koşturacaksın yapay sinir ağları marifetiyle bütün bunlar makianın kölesi olduğu mouse ile yapacaksınız. gerekli ilaçlarınızı da size o anda, cola dolabından cola alıyormuşcasına alıcaksınız... ne kadar hoş olucak var ya harika o zaman kişilik daha bir itibar kazanır.Ben dr. falan değilim.. sadece mousenin sağlık konusunda neler yapabileceğini az da olsa düşünmek..
Daha neler var neler....

bakmayın siz yazdıklarıma .. benim ki benim tarzımda olanlar için yazılıyor ve kendi bilgimi aktarmak geliştirmek için yazım olarak enerji sağlıyor herneyse elbette haklısınız .. eminim o mause kimilerini çıldırma noktasında afyon görevini görür ve kurarır, kimine liman görevini görür kimine aman ne bileyim vardır elbette faydası... ben nasıl boğuluyorsam bazıları da hayat buluyordur elbette... küçük yeğenim ikidebir neti aç konuşalım diyor o bile bunun farakında... değişiklik işte.. umarım herşey daha iyi olur... her doğru her hissedilen heryere kusulmaz kimbilir orayı hayat zannedenler çoktur... bu inançtayım her konuda... öyleki artık doğrula ve yalnışlarda tartışılır olduki, şimdi çoğu şey elzem ve olmazsa olmazlar... kimsenin doğrularını yıkmak ya da tiksinmek küçümsemek değil sadece kendi doğrularımızı sevmek gerekiyor ve özgürce kimliğimizi ilan etmek.. dediğim gibi en kötü denilen yaşam tarzların bile üzerinde oturup fikir zeminini oluşturmak bana büyük keyif veriyor....mouse için haklısın tabi ne mucizeleri vardır kimbilir bak keyfine cevap yazmanıza gerek bile yoktu...hatta okumanıza...dedim ya ben sadeece kendim için yazdım ve benim gibiler adına gelişmek için.. keşke herkes kendi çöpünü saklamadan kendisi dökse


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com