Kariyer | Konular | Kitaplık | İletişim

Yurtdışında eğitime ne kadar hazırsınız?

Yurt dışında eğitim görmek ve bir süre yaşamak herkes için ulaşılması kolay olmayan rüyalardan biridir. Sizin de üniversiteyi bitirmenize aylar kaldı. Bazıları öğrenim hayatını bitirir bitirmez iş hayatına atılırken, siz kariyerinize akademik bir yol çizerek öğrenmeye devam etmek istiyorsunuz. Hatta uzun metrajlı iş deneyimlerinden önce bir süre yurt dışına çıkıp kendinizi ve ülkenizi daha yakından tanıyacağınız, dünyayı keşfedebileceğiniz bir yurt dışı deneyimi yaşamayı planlıyorsunuz.

Acaba bu yurt dışı deneyimini yüksek lisans yaparak mı kazanmalı? Bir dil okuluna mı gitmeli? Yoksa kısa süreli sertifika programları ya da au pairlik size daha uygun olmasın? Mezun olacağınız gün yaklaştıkça ne yapacağınız konusunda kafanız daha mı çok karışıyor?

Kariyerinize yurt dışı tecrübesi kazanarak yön vermek istiyorsanız, öncelikle ne tür bir öğrenim deneyimi geçirmek istediğinize karar vermelisiniz. Sizin için en doğru öğrenim şeklini belirlemek için bazı sorulara cevap vermelisiniz:

Yetenekleriniz ve ilgi alanlarınız nasıl bir eğitim için daha uygun?
Yurt dışında ne kadar süre geçirmeyi planlıyorsunuz?
Kişilik yapınız dışa dönük mü, yoksa içine kapanık bir karaktere mi sahipsiniz?
Yurt dışında karşılaşacağınız yalnızlık duygusu ve kültür şoku ile baş edebilecek misiniz?
Yurt dışı tecrübeniz için ayırabileceğiniz bütçeyi düşündünüz mü?

Bu sorulardan yola çıkarak ihtiyaçlarınızı ve hedeflerinizi belirledikten sonra ‘yurt dışında kariyer’ seçeneklerinden sizin için en uygun olanını belirleyebilirsiniz.

1. Dil Eğitimi

Dünyada mesafeler her geçen gün daha da kısalırken iş hayatındaki rekabet de giderek küreselleşiyor. Bu gelişmeye paralel olarak, yabancı dilinize ne kadar hakim olduğunuz da bu rekabet ortamında sizi diğerlerinden farklı kılacak şüphesiz önemli bir nitelik. Yabancı diline yeterince güvenmeyenler ve o dili ülkesinde öğrenmek isteyenler için yurtdışında dil eğitimi oldukça iyi bir seçenek.

Almanya, İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD, Kanada, Avusturalya gibi okyanus ötesi ülkelerde de dil eğitimi veren okullar uluslararası öğrencileri kabul ediyor.

2 haftadan 1 yıla kadar sürebilen programlar, eğitimin kolej ya da üniversitede alınmasına bağlı olarak öğrencilere dil derslerinin yanı sıra sosyal ve sportif eğitimler sunuyorlar. Ayrıca okulların büyük bölümü öğrenci çekebilmek için multimedya bilgisayar merkezi, kütüphane ve dil laboratuarı gibi hizmetler de sunuyor.

Yurt dışında dil eğitimi veren okulları internet üzerinden, ülke, şehir, program ve ücretler bazındaki seçimlerinize göre araştırabilirsiniz. Danışmanlık şirketleri, bu araştırma yapılırken, okulların belli standartların üzerinde olduğunun güvencesi olması bakımından bulundukları ülkenin resmi makamlarınca onaylı üye olup olmadıklarının özellikle dikkate alınmasını tavsiye ediyorlar.

2. Au Pairlik – Yurt dışında çalışarak öğrenim

Yurt dışında hem çalışıp hem öğrenime devam etme seçeneğini sunan programların ilki kuşkusuz Au Pairlik. Dünyada en çok katılımcıya sahip bu program öğrencilere, yabancı bir ülkede bir aile yanında o ailenin bireyi gibi kalıp, ailenin hafif işleri ve çocukları ile ilgilenme karşılığı ücretsiz barınma, yemek, cep harçlığı ve dil okuluna devam etme imkanı sağlıyor.

Konaklama, yemek, elektrik, su v.s. gibi giderler aile tarafından karşılanıyor. Böylece öğrenciler, yurt dışında dil öğrenme seçeneklerinin belki de en ekonomik yoluyla yabancı bir ülkenin kültürünü ve dilini hızlı bir şekilde öğrenme fırsatına sahip oluyorlar. Au Pairlik programına katılımın en yoğun olduğu İngiltere’ye giden bir genç, pasaport ve vize gibi masraflar dışında, sadece ulaşım parası vererek 2 yıl gibi uzun bir süreyi yabancı bir ailenin yanında geçirebiliyor. Ağır olmayan bazı işleri yaparak birçok yaşam masrafını karşılayabiliyor, hatta devlete bağlı bir dil okuluna da devam edebiliyor. Günümüzde onbinlerce dolara mal olan yurt dışı eğitimleriyle karşılaştırıldığında Au Pairlik, öğrenciye güvenilir ve doğal bir ortamda yaşayarak yabancı dilini geliştirirken aynı zamanda o ülkenin kültürünü de yakınen öğrenme fırsatı sunuyor. İngiltere, Fransa, Almanya, ABD, İtalya ve İspanya Au Pair olarak gidilebilecek ülkeler arasında geliyor.

Au Pair’lerden beklenenler ise şöyle:

Haftada 5,5 günü geçmemek şartıyla toplam 45 saat çocuk bakımı (uyandırma, kahvaltı ettirme, giydirme, banyo yaptırma, oyun oynamalarını sağlama, odalarını temiz ve düzenli tutma, okula götürüp getirme gibi)
Ağır ev işi dışında toz alma, ütü yapma, bulaşık ve çamaşır, evi temiz ve tertipli tutma gibi konularda yardımcı olma
Haftada en az 3 saat dil okuluna devam etme
Aile bireylerine karşı kibar ve saygılı davranma
Çocuk bakımıyla ilgili sorumlulukları yerine getirme
Yurt dışı telefon görüşmeleri gibi kişisel masrafları üstlenme

Kimler Au Pair olabilir?

18-27 yaş arasına olmak,
lise/üniversite mezunu olmak,
İngiliz bir aile ile konuşacak kadar İngilizce bilmek,
hiç evlenmemiş olmak,
çocukları sevmek ve ev işlerine yatkın olmak,
sigara içmemek,
sürücü ehliyetine sahip olmak bir Au Pair adayında aranan şartlar arasında.

3. Yüksek Lisans Eğitimi

Yabancı dil bilmek gibi, yüksek lisans yapmış olmak da işe alımlarda diğer adaylardan sıyrılmayı kolaylaştırır. Yabancı dilinizi mükemmele yakın hale getirmek, yurt dışı deneyimi kazanmak ve bunların yanında eğitiminizi bir adım ileriye götürmek istiyorsanız yurt dışında yüksek lisans yapmak tam size göre bir seçenek! İş dünyasında tercih edilmek için iş hayatına atılmak kadar yüksek lisans yaparak daha donanımlı hale gelmek de önemlidir.

Amerika, Almanya, İngiltere, Kanada, Fransa gibi birçok yabancı ülkede yüksek lisans eğitimi almak mümkün. Yurt dışında yüksek lisans yapmak isteyen öğrenciler seçimlerini MBA - işletme yüksek lisansından yana yapmışlarsa, genellikle bu programın ilk kez geliştirildiği ülke olan ABD’yi tercih ediyorlar. Yurt dışında en popüler master programı olan MBA konusunda; program süresinin 1 yıl olması nedeniyle İngiltere, ortalama olarak okulların %90’ının ücretsiz olması ve eğitim kalitelerinin yüksek olması nedeniyle Almanya tercih ediliyor. Öğrencilerin bu ülkelerde yasal olarak part-time, yani 20 saat çalışabiliyor. Ayrıca Avrupa’daki ülkelerin tercih edilme nedenlerinin başında ülkemize olan yakınlığı ve son zamanlarda hareketlenen Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri geliyor.

Yabancı bir ülkede yüksek lisansı çekici kılan nedenlerden biri de bu ülkelerin birçoğunda, eğitim alan öğrencilerin mezuniyetlerini takip eden bir yıl süresince o ülkede çalışma hakkı bulunması. Bu hak öğrenciye almış olduğu eğitim doğrultusunda iş tecrübesi kazanması açısından büyük bir imkan sağlıyor.

Yurt dışındaki hemen hemen bütün üniversitelerde yüksek lisans programlarına devam etmek için ön koşul olarak GRE, TOEFL, GMAT gibi uluslararası geçerliliği olan sınavlardan iyi derecelerle geçmek gerekiyor.

4. Sertifika Programları

Kariyerine yurt dışında alacağı eğitimle devam etmek isteyenler için seçeneklerden biri de sertifika programları. Yurt dışı deneyimi yaşama ve belirli bir mesleki alanda terminolojiyi öğrenerek yabancı dilinizi bu yönde geliştirme fırsatı sunan sertifika programları, hem öğrencilerin hem de profesyonellerin katılabileceği uzun ve kısa süreli eğitimlerden oluşuyor.

Sertifika programlarına katılarak değişik ülkelerden gelen insanlarla tanışarak mesleki anlamda bilgilerinizi geliştirebilirsiniz. Özellikle ABD, Kanada, İngiltere ve Avusturalya’da tercih edilen sertifika programları, işletme, iş eğitimi, finans, muhasebe, bilgi teknolojileri, insan kaynakları, kalite yönetimi, pazarlama, ekonomi gibi farklı dallara yayılmıştır.

Sertifika programlarının yüksek lisans programlarından farkları şöyledir:

Sertifika programlarının amacı, katılımcıya pratik bilgiler vermektir. Daha akademik nitelikteki master programlarından farklı olarak sertifika programlarında büyük şirketlerin üst düzey yöneticilerine tanışma ve onlarla bilgi alışverişinde bulunma imkanı verilir.

Sertifika programları master programlarına göre daha ekonomiktir.

Master programları daha genel bir eğitim sunarken, sertifika programları daha mikro çerçevede, özelleşmiş eğitim verilir.

5. Aracı Kurumlar

Üniversite, dil okulu ve eğitim programları araştırması yaparken öğrencilere yardım eden aracı kurumların verdiği bilgiler sizin için aydınlatıcı olabilir. Üniversiteye devam edecekseniz kalınacak yurt ya da evin ayarlanması, Au Pair olarak gideceksiniz hangi ailede kalacağınız ve çalışma şartları ile ilgili pek çok konuda danışmanlık hizmeti veren kurumlar size yol gösterebilir. Bu kurumlar aracılığıyla yurt dışı planlarınızı yaparken hangi adımları izlemeniz gerektiği konusundaki sorularınız için yardım alabilirsiniz.

Yolculuk için her şey hazır... Peki ya kültür şoku yaşarsanız?

Hayalinizdeki yurt dışı serüvenine çıkmak için tüm planlar sonunda hazır. Başlayacağınız dil okuluna ya da yapacağınız master programıyla ilgili bir çok karar aşamasını geride bıraktınız. Alacağınız dersler, devam edeceğiniz aktiviteler… Hepsi planlandı.

Peki dünyanın bir ucuna, belki okyanus ötesine gitmeye ve size ait olan, sizin ait olduğunuz ‘dünyanız’dan kopmaya hazır mısınız? Bir ‘kültür şoku’ ile karşılaşırsanız daha bavullarınızı açmadan geri dönecek, tüm planlarınızı çöpe atıp hayalinizden vaz mı geçeceksiniz?

Daha önce hiç yurt dışına çıkmadınız. Belki de şimdiye kadar çıktığınız geziler sadece kısa süreli tatilleri değerlendirmek içindi ya da ilk kez kendi sorumluluğunuzu üzerinize alarak, yeniden size ait bir hayat kuracaksınız.

Sizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan ve başınız her sıkıştığında yanınızda olan aileniz ve ortak bir geçmişi paylaştığınız arkadaşlarınızı, kısacası alıştığınız her şeyi geride bırakıp yeni bir okula, yeni arkadaşlara, hiç tanımadığınız sokaklara alışmaya hazır mısınız? İşte hayalinizdeki o yurt dışı tecrübesini yaşamadan önce yaptığınız planlarda kafanızda canlandırması en zor şeylerden biri bahsettiğimiz ‘yalnızlık’ duygusu olacak. Hatta belki de bir ‘kültür şoku’ ile karşılaşacaksınız. Ama başınıza gelecekleri önceden bilirseniz ve bunların, yaşanması çok ‘doğal’ duygular olduğunun farkına varırsanız yeni hayatınıza uyum sağlamak ve hedeflerinize motive olmak da o kadar kolay olacak.

Kültür şokunu, insanın yeni sokaklarda, yeni bir çevrede, kısacası yeni bir kültürde yaşamaya verdiği ilk tepki olarak tanımlayabiliriz. Bugüne kadar alışmış olduğunuz iklim, insanlar, kültür, dil ve toplumun değerleri gideceğiniz yerde çok farklı olcaktır. Bunlar sizde ilk başlarda gerilim, korku, endişe, özlem ve pişmanlık uyandırabilir. Fakat yaşadığınız duyguların aslında çok normal olduğunu bilirseniz kültür şokunu kolayca atlatmayı, hatta heyecanlı ve eğlenceli getirebilirsiniz.

Yurt dışına çıkan herkes böyle bir sürece girmeyebilir. Duyulan hayal kırıklığı ya da pişmanlık duygusu, insanın beklentileriyle ilgilidir. Bu dönemi en hızlı şekilde atlatmak için yapılacak şey öncelikle yeni hayatınıza adapte olmaktır. Bunun için de yeni çevrenizle iyi bir ‘iletişim’ kurmanız gerekir, çünkü yeni ülkenizdeki hayatınızla aranızda ne kadar sıkı bir bağ kurarsınız oranın parçası olmanız ve yalnızlık duygusunu yenmeniz aynı ölçüde kolaylaşacaktır. Öyleyse bunu şöyle somutlaştırabiliriz:

Öncelikle gittiğiniz gibi yakın çevrenizi tanımaya çalışın, unutmayın ki bu yeni insanlar artık sizin dünyaya açılan penceriniz olacak.

Cesur olun, kendinize güvenin ve her fırsatta kim olduğunuzu, nerden ve hangi amaçla orada bulunduğunuzu çevrenizdekilerle paylaşmaktan kaçınmayın.

İlk zamanlarda dil problemleri yaşayabilirsiniz, anlamadığınız herşeyi mutlaka sorun.

Çevrenizde Türkler varsa tüm zamanınızı onlarla geçirmek yerine yeni arkadaşlar edinmeye ve bu yolla hem dilinizi geliştirip hem de bu yeni kültürü daha yakından tanımaya çalışın.

Bu yeni kültüre ve insanlara önyargıyla yaklaşmayın. Hoşunuza gitmeyen şeyleri değiştiremiyorsanız farklı olarak kabul edip, onlarla yaşamayı öğrenin ve esnek olmaya çalışın.

Öğrenci kulüplerine katılın ve çevrenizdeki sosyal aktivitelerde yer alın. Böylece hem daha çok insanla tanışırsınız hem de kendi kültürünüzü tanıtmak size kendinizi iyi hissettirir.

Ülkeniz ve ülkenizdeki dostlarınızla bağlantılarınızı koparmayın. Türkiye’deki gündemi ve burada bıraktığınız hayatı takip edin. Aksi takdirde döndüğünüz zaman da ülkenizde bir boşluğa düşebilirsiniz ve alışmak zor olabilir.

İşte tüm bunların bilincinde olursanız zamanla, hata yaparak ve hatalarınızdan öğrenerek yeni hayatınıza alışabilirsiniz ve bu süreci tam bir tecrübe haline getirebilirsiniz.


Kategoriler

- Başarı - Eğitim - Kişisel Gelişim - Hedef - Ticaret - Muhammed Bozdağ - İletişim - Nasihatler - Kariyer - Dua - Para - istemek - çalışmak - İslam - Abdülhamid Han - iş hayatı - Haber - Ekonomi - Osmanlı Sultanları - Rizik - Karar - Meslek - Osmanlı - Zaman Yönetimi - şükür - Motivasyon - Liderlik - Hedef Belirlemek - II. Abdülhamid Han - alışveriş - Para Kazanmak - istek - Arastirma - Osmanlı Devleti - yaşam - çalışmanın hedefi - Kriz - Hikayeler - Sorumluluk - İşsizlik - özgüven - Dünya Hayatı - Zaman - Nimete şükretmek - İslami ölçüler - içtenlik - duanın kabulü - İmaj - Modelleme - Helal Kazanç

MollaCami.Com